Uçsuz bucaksız verimli topraklarıyla, çalışkan, sıcakkanlı ve eğlenceli insanlarıyla bir başkadır “Trakya”. Bir tarafında Karadeniz, bir tarafında Ege Denizi, bir tarafında Marmara Deniziyle iklimler ve kültürler köprüsüdür. Kazdağları ve Istrancaları saymazsak tüm güzelliklerin servis edildiği dümdüz bir tepsi gibi gibidir bu topraklar. Yıllardır hak ettiği ilgiyi ve yatırımı bulamayan Trakya’nın illeri son yıllarda daha canlı ve hareketli olmaya başladı. Şüphesiz bölgedeki üniversitelerin kapasitelerinin arttırılması, yeni organize sanayi bölgelerinin inşa edilmesi, Tekirdağ Limanı’nın inşası ve 2009 Yılında Çorlu Havalimanının sivil uçuşlara açılmasının bölgenin kalkınmasındaki etkisi oldukça fazladır. Tabii ki bölgenin yeterince kalkınamamasındaki tek sorumlu devlet veya dışarıdan gelecek yatırımcılar değildir. Bu konuda iğneyi devlete, çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Özellikle Trakya’nın küçük ilçelerinde gezerken kendinizi zamanda 30 yıl geriye gitmiş gibi hissedebilirsiniz. Bunun nedeni genel olarak Trakya halkının içe dönük kültürel yaşantısıdır. Bizzat yaşadığım bir olayı kısaca anlatmak istiyorum. Kırklareli Yeni Sanayi sitesinde işini gerçekten çok iyi yapan, işinin ehli bir motor ustasına (adını vermem uygun olmaz) aracımın bakımını yaptırdıktan sonra, “Ustam tek eksiğin ne biliyor musun? Dükkânının bir tabelası yok. dükkanını kaç kişiye sorarak zor buldum. Şöyle güzel bir tabela yaptırsan…” dediğimde, bana tabelanın uğursuzluk getirdiğine inanırız demesine gerçekten çok şaşırmıştım. Söz konusu inanç kişisel midir, kültürel mi bilinmez ama bir gerçek var ki Trakya Halkının büyük bir kısmı, hayatlarının çoğunu yaşadıkları şehirlerinden çıkmadan sürdürdüklerinden yeniliklere daha geç adapte oluyorlar. Günümüz küreselleşen ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle küresel bir köye dönüşen dünyasında bu durumun uzun sürmesi tabii ki imkânsız gibi görünüyor. Artık her yerde olduğu gibi buralarda da gençler bilgisayara/internete hâkim, farklı şehirlere hatta farklı ülkelere eğitim için gitmeyi planlayan bir mantığa sahip ayrıca daha girişimci ve yeniliklere açık gibi görünüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun her yıl açıkladığı illere göre mevduat dağılımı çizelgelerini incelediğimizde Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinde ciddi ölçüde mevduat birikimine sahip insanlar olduğunu görebiliyoruz. Ancak söz konusu mevduatların yatırıma dönüşerek, bölgede üretimin artması ve buna bağlı olarak işsizliğin azalması aşamasında ciddi eksiklikler olduğunu söyleyebiliriz. Trakyalı çiftçilerin bin bir zorlukla ektiği tarlasından aldığı mahsulü çok cüzi bir fiyatla satın alan büyük İstanbul firmaları, ürünü iki katı fiyatına rahatlıkla satabiliyor. Kazanan emek harcayan değil, sermaye oluyor. Trakyalı çiftçilerimizin korunmasının tek yolunun iyi organize edilmiş kooperatifçilik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bununla ilgili detayları ilerleyen haftalarda kaleme alacağım. Uzun lafın kısası; eğer şehre gelen askere, öğretmene, memura veya öğrenciye bel bağlamadan yaşayabilen bir bölge olmak isteniyorsa, Trakya halkının yapması gereken ev alıp kiraya vermek değil, yatırım yapıp üretmek ve istihdam sağlamaktır. Trakya halkı şunları iyi bilmelidir ki; Bugün oğlunun düğünü için sattığı tarlalarda kurulacak fabrikalara yarın torunları asgari ücretle çalışmak için müracaat edecektir. Toprağına ve emeğine sahip çıkarsa, birlik olup yeniliklere hızla adapte olursa; ailesi, çocukları ve hatta torunları daha iyi şartlarda yaşayacaktır. Gençlerin iş bulamadığı için memleketini terk etmemesi için, büyük şehirlerdeki dev şirketler arasında ezilip yok olmamak için birlik olmak şarttır. Trakyalılar Türkiye’nin en değerli bölgesinde yaşadığını anlayabilirse ancak o zaman topraklarına sahip çıkabilir. UNUTMA Kİ; ÜRETİRSEN VE BİRLİK OLURSAN GÜÇLÜSÜN! |
|
|
|
Trakya Üretsin, İstanbul Yesin! |
04/02/2016 |
|
|
Büyük Atatürk’ün Vasiyetnâmesi |
02/02/2016 |
|
|
Ünlülerin Sıkça Kullandığı Dukan Diyeti Nedir? |
12/12/2015 |
|
|
Vücudunuzdaki Yağlara Veda Edin, Nasıl Mı? |
05/12/2015 |
|
|
Hazan Mevsiminde, Yaprakların Dansı |
26/11/2015 |
|
|
Cumhuriyet'e Giden Yol III: Türkiye Cumhuriyeti'nin İlânı
|
24/11/2015 |
|
|
Tarihin Akışını Değiştiren Türk |
10/11/2015 |
|
|
Cumhuriyet'e Giden Yol II: Türkiye Cumhuriyeti'nin İlânıyla İlgili Son Gelişmeler |
06/11/2015 |
|
|
Artık Gözler Vaatlerde, Neydi Bu Vaatler |
03/11/2015 |
|
|
Cumhuriyet'e Giden Yol I: KurtuluŞ Savaşi'nda Cumhuriyet İzleri |
01/11/2015 |
|
|
Türk Millî Mücadelesi'nin Başlangıcı ( Mayıs-Haziran 1919 ) |
27/10/2015 |
|
|
Bir lokma Salçalı Ekmeği Ne Çok Özledim |
24/10/2015 |
|
|
Sabahları Yorgun Mu Uyanıyorsunuz? |
21/10/2015 |
|
|
24 Nisan Tarihinin Manâsı Ve Dünyadaki Ermeni Soykırım Anıtları |
19/10/2015 |
|
|
XIX. Yüzyılda İngiltere?nin Akdeniz Politikalarına Dair |
02/10/2015 |
|
|
Erkekler Neden Aldatır? |
20/09/2015 |
|
|
Pkk, Şehirlerde Neyin Peşinde? |
14/09/2015 |
|
|
Tatilden Dönenler Mutlaka Okuyun? |
02/09/2015 |
|
|
Lozan Antlaşması Sonrasındaki Ermeni Pişmanlıkları |
31/08/2015 |
|
|
Çin'deki Ekonomik Tsunami Türkiye'yi De Vurdu |
26/08/2015 |
|
|
|
|
|
|